Ağustos sonunda yaptığımız Samos (Sisam) Adası gezisinin yazısı, 25 Eylül günü Uplifers sitesinde yayınlandı. Uplifers'taki yazıya buraya tıklayarak erişebilirsiniz. Yazının Uplifers'taki bazı fotoğrafları minör kırpılmalar ile yayınlandığından blog'taki yazımı orijinal görseller ile paylaşıyorum. Umarım içeriği açıklayıcı ve keyifli bulursunuz.
Samos Adası Konumu |
Geçtiğimiz sene Kos, Kalimnos, Leros, Lipsi, Patmos ile
başlayan Yunan Adaları ziyaretlerimize bu yıl da 28–30 Ağustos tarihleri
arasında Sakız Adası’nın güneyi; Patmos Adası’nın kuzeyi, Kuşadası’nın da
batısında kalan Yunanistan’ın Samos (Sisam) Adası ile devam ettik. Bu yayında;
adaya gidiş, adada gezilecek–görülecek yerler ve yeme–içme önerileri üzerine
derlediğim bilgilere erişebilirsiniz. Biz Samos’u çok beğendik. Buyrun, başlıyoruuuuz...
Samos, eski zamanlardan beri zengin
ve varlıklı bir ada olarak özellikle üzüm üretimi, şarap imalatı ve çömlekçilik
işleri ile meşhurmuş. Ünlü Yunanlı filozof ve matematikçi Pisagor’un
(Pythagoras) da doğum yeri olan ada; Herodot’un anlatılarında, vakti
zamanında Yunanistan’da yapılan en büyük tapınağa da ev sahipliği yapmaktaymış.
Bu tapınak, mitolojiye göre Samos Adası’nda doğduğuna inanılan kadınlar ve evlilik tanrıçası Hera’ya
ithaf edilmiş.
Adanın yüzölçümü 478 km2,
uzunluğu 43 km ve genişliği ise 13 km. Başkent Vathi (Samos), adanın Kuzeydoğu’sunda yer alıyor. Birçok Yunan
Adası'nda Vathi isminde kentler bulunmakta ve Yunanca derin anlamına gelmekte. Diğer önemli kentleri Güneydoğu’da bulunan
Pythagoreio, Güneybatı’daki Marathokampos ve Kuzeybatı’daki Karlovassi. Adanın ortasında Ampelos ve Kerkis adında iki büyük dağ bulunmakta. Ayrıca Samos, Fenikece “kıyıdan
yükselen” demekmiş.
Adanın etrafını çepeçevre saran
bir taşıt yolu olmadığını da özellikle belirtmek isterim. Sadece Vathi’den
Karlovassi’ye gitmek için (yaklaşık 35 km) sahil şeridini kullanabileceğiniz
bir yol var. Yükseltili bir ada olduğundan genelde Kuzey–Güney aksı arasında
dağ, tepe tırmanarak, plajlar için de kıyı kesimlere inerek istediğiniz
noktalara ulaşabiliyorsunuz. Yollar, bisiklet kullanımı için zorlayıcı olmakla
beraber; güzergahı belirlediğiniz takdirde (topografik haritaya bakmanızı
öneririm) çok keyifli plajlar da keşfedebilirsiniz.
Kuşadası |
Yazları, Kuşadası’ndan her gün
Samos Adası’nın güneyinde bulunan Pythagoreio’ya tekne seferleri düzenlenmekte.
Biz de sabah saat 9’daki bu sefer için önceden internet üzerinden yerlerimizi
ayırtmıştık. Bu, size hem sıra beklememeniz için yardımcı olacak; hem de yer
bulamama sorununa kesin bir çözüm olacaktır. Adaya farklı zamanlarda gidiş–geliş,
her türlü vergi dahil kişi başı 55€. Feribot biletini aldığımız firma bilgileri
için buraya tıklayarak web-sayfalarına
erişebilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 1,5 saat sürmekte. Dönüş seferleri de her
gün saat 17’de Samos Adası’nın Vathi Limanı’ndan yapılmakta.
Pythagoreio’ya geldikten sonra pasaport
kontrol için sıraya girmeniz gerekiyor. Tabii ki bir düzen yok; sıra
oluşturmanıza yardımcı sistemler yok. O yüzden sıcağın altında uzun süre beklemek
istemiyorsanız, tekne yanaştıktan sonra pasaport kontrol için görevlilerin
yönlendirmelerini dinlemenizi tavsiye ederim; çünkü herkes bir şeyler söylüyor
olacak ya da bir şeylerden şikayet etmeye başlamış olacak bile... =)
Pythagoreio |
Adaya giriş yaptıktan sonra
Pisagor’a ithafen 1955 senesinde Pythagoreio
olarak adlandırılan kente adım atmış oluyorsunuz. Burası çok sevimli bir sahil
kenti. Sahil şeridinde teknelerin dizildiği bir yay ve yürüme yolu kenarında
restoran ve barlar sıralı. Limanın hemen sonunda da Pisagor Anıtı bulunuyor.
Limanın ortasından içlere doğru giren; karşılıklı hediyelik eşya dükkanları,
pastaneler, büfeler, takıcıların konumlandığı şirin de bir ana caddesi
(Lykourgos Logothetis) mevcut. Ana cadde üzerindeki My Yoghurt isimli “kendi kabını, kendin hazırla”temalı dükkandan,
dondurulmuş yoğurt kaplarımız ile kısa bir mola vermeyi ihmal etmedik. Hem
hafif; hem de serinletici bu alternatifi denemenizi öneririm.
Konaklayacağımız Vathi (Samos) kentine gitmek için
otobüs yolculuğu yapmayı tercih ettik. Kişibaşı 2,20€ ödeyerek, serin ve
konforlu bir şekilde kısa bir ada turu atabileceğiniz bu alternatifi,
konaklayacağınız kent hangisi olursa olsun deneyebilirsiniz. Hem lokal
insanlarla birlikte seyahat etmiş olacak; hem de yüksekçe bir araçtan, etrafı
seyretme şansı elde edeceksiniz. Taksileri kullanarak da ada içinde makul
fiyatlarla gezinebilirsiniz.
Vathi / Samos |
Otobüs ile yaklaşık 20 dakika
süren yolculuk ile Vathi’ye vardık. Otel, indiğimiz terminale çok yakındı.
Vathi’de konaklamayı tercih etmemizin nedeni, dönüş limanının Pythagoreio
değil; Vathi’de bulunması. Vathi’nin yukarı yamaçlarına doğru yürüdükçe, konutların
artması ile sokakların sevecenleşmekte olduğunu ekleyerek; bir kere daha
Samos’a gidersek Kokkari ya da Pythagoreio yakınlardaki pansiyonlarda
kalmanın daha keyifli olacağını belirtmek isterim.
Otele yerleştikten sonra önceden hazırladığımız gezi
planını çıkardık ve ulaşım aracımızı belirledik. Daha önce internetteki
araştırmalar çoğunluğun motor kiralama alternatifini tercih ettiği yönündeydi.
A2 ehliyetimizi yeni aldık, hevesliyiz, hava güzel, koşullar dört dörtlük =) EasyRider isimli şirketi, konakladığımız oteldekiler önerdiler. Nasıl bir motor
istediğimizi katalogtan seçtik (125cc bir Aprilia Scooter) ve 15 dakika içinde
motoru otele kadar getirdiler. Bu şekilde ilk güne hızlı bir başlangıç yapmış
olduk. Motorun günlük kirası 18€.
Kokkari |
İlk durağımız Vathi yakınındaki Kokkari kenti oldu. Buradaki plajlarda
windsurf yapma imkanınız da bulunmakta; fakat adanın ani yön değiştirebilen
rüzgar akımlarını spora başlamadan önce kontrol etmenizde fayda var. Vaktiniz
varsa rüzgar sörfü alternatifini mutlaka değerlendirmenizi öneririm.
Yemeği, Kokkari içindeki Meltemi Restaurant’ta yedik. Hemen
dip not olarak belirteyim, adada yediğimiz en lezzetli yemek de buradaydı. Greek
salad, ahtapot ızgara, kalamar tava, ızgara kılıç balığı, Ouzo ve meyve için
kişibaşı 25€ gibi bir fiyat verdik. Yolumuzun üstündeki Lemonakia ve Tsamadou
plajlarında yüzdük, Tsabou’ya da
tepeden bir bakış attık. Tsamadou plajı, Samos Adası’ndaki tek resmi nüdist
plaj. Plajın sadece bir tarafında bu uygulamanın olduğunu da belirteyim.
Manolates |
Kokkari’den sonra Karlovassi
rotasına doğru sürdük ve yolumuzun üzerindeki Vourliotes ve Manolates
köylerine uğradık. Her iki köye çıkmak için de virajlı ve dar dağ
yollarından geçmeniz gerekmekte. Özellikle Manolates’e gitmek için, Bülbül
Vadisi de denilen bir ormanın içinden gidiliyor. Dönüş için geç saate
kalırsanız ve bizim gibi motor ile seyahat ediyorsanız ciddi anlamda üşüyebilirsiniz.
Her iki köye de bayıldık. Yaşayanların huzuru, dar sokaklar, şirin evler,
uykucu kediler, takı/seramik gibi el yapımı ürünler satılan butik dükkanlar...
hepsi bir ahenk içindeydi. Manolates’teki Kallisti Cafe’de yediğimiz revani benzeri, portakal şerbetli kek ise enfesti. Kahve
ile mutlaka denemenizi öneririm.Manolates’te Despina Taverna; Vourliotes’te de Blue Chairs Taverna yemek için
önerebileceğim restoranlar arasında.
Manolates’ten indikten sonra aynı
sahil şeridi üzerinde, Karlovassi
yönünde Agios Konstantinos’a çok yakın bir sapaktan Ampelos köyüne de çıkabilirsiniz. Biz maalesef hava kararmış
olduğundan bir tur daha ormanlık yola giremedik. Bir dahaki gidişimizde, gündüz
gözüyle şelaleleri görüp yüzmeye de gideceğiz. Vathi’deki otelimize döndükten
sonra akşam gezmemizi de yaptık. Vathi içinde özellikle önerebileceğim yerler
çok az; ancak işletmeler Gagou yönüne
doğru yoğunluk kazanıyor.Bu arada geceleyin Vathi, gündüzden çok daha canlı ve
serin.
Two Spoons, Pythagoreio |
Adadaki 2. günümüzde güney tarafa
doğru yol aldık. Adaya ilk ayak bastığımız ve Vathi’den 11 km uzaklıktaki Pythagoreio ve Türkiye’ye bakan
plajları gezdik. Pythagoreio’daki TwoSpoons isimli kafeyi özellikle tavsiye ediyorum.Bir Yunanistan klasiği olan
frappe ve taze yapılmış milyöf hamurlu keklerden herhangi birini tercih
edebilirsiniz. Yemek için, sahil şeridi üzerinde birçok restoran bulunmakta.
Internette adına bolca rastladığım Pisagor heykeline en yakın konumda bulunan Elia Restaurant’ı deneyebilirsiniz. Yunanistan’dayken
deniz mahsülleri tüketmeyi sevdiğimizden, kırmızı et ürünlerinin ağırlıkta
servis edildiği ve bir hayli kalabalık olan Elia’yı tercih etmedik. Sahil
şeridine paralel arka sokaklarda bulunan ve ağırlıklı yerel halkın olduğu,
Yunanistan’a özgü tencere yemeklerini tadabileceğiniz lokal lokantaları da deneyebilirsiniz.
Psili Ammos |
Pythagoreio’dan
sonra Samos ile Türkiye arasındaki en kısa mesafede (1,6 km) bulunan Psili Ammos plajında denize girdik. Ada
genelindeki taşlı sahillerin aksine; burada incecik kum tanelerinden oluşan
sahilden, uzunca bir süre bileklerinize kadar gelen suda yürüyerek denize
girebilirsiniz. Öğle yemeğini PsiliAmmos Taverna’da yedik. Lokal turistlerin tercih ettiği mekanda; Samos Adası
spesiyal menümüz haline gelen greek salad, ızgara kalamar, ızgara karides,
ızgara ahtapot, Ouzo ve meyve kombinasyonunu sipariş ettik. Izgara kalamar ve karides enfesti; ancak
ızgara ahtapot bir önceki gün Meltemi Restaurant’ta yediğimiz kadar lezzetli ve
yumuşak değildi.
Kerveli |
Psili Ammos’tan sonra Posidonio, Klima ve Kerveli
plajlarını ziyaret ettik. Plajdaki barlarda hazırlanan smoothie, milk-shake, frozen
yoghurt-shake içeceklerinden ya da türk kahvesi (nam-ı diğer greek coffee)
sipariş edip sahilde dinlence yapabilirsiniz. Bu arada, ada genelindeki bütün
plajlarda 2 şezlong+1 şemsiye+ duş
şeklindeki uygulama 6 €.
Adadaki son günümüzde önce Vathi
sokaklarında gezintiye çıktık. Bir içki dükkanından,Samos’a özgü Frantzeskos marka ouzo ve meşhur misket(muscat)
şaraplarından aldık. Bu şaraplar hafif meyvemsi ve floral tatları ile
meşhur. Samos Vin Doux (tatlı), Samos Nectar (tatlı) ve Selana Rose (sek) tercihlerimiz
arasındaydı.
Hediyelik eşya olarak
alabileceğiniz ilgi çekici bir ürün de Pisagor
Kupası. Açgözlülük Kupası olarak da adlandırılan bu bardağın içinde sütun
benzeri bir çıkıntı var. Bardağı, bu sütun seviyesinden fazla doldurduğunuz
takdirde, bardağın altında bulunan delikten fazla miktar dışarı taşıyor. Dükkan
sahibinin anlattığına göre; Pisagor, bu tasarımı ile felsefik anlamda
“ihtiyacın kadar tüket” benzeri bir mesaj vermeyi hedeflemiş.
Vathi - Coffee Island |
Alışveriş
sonrası pastaneden aldığımız feta böreği ve elmalı pie’ı Yunanistan’da bolca
görmeye alıştığımız kahvecilerden birinde dinlenirken afiyetle yedik ve tekrar
yollara düştük. Kahvaltı sonrası ilk durağımız, adına sıklıkla rastladığımız
Vathi’deki otelimize de yakın olan Gagou
Plajı’ydı. Sahili taşlık, denizi turkuaz renginde olan bu koy için
beklentilerimiz bir hayli yüksekti. Lokasyonu dolayısıyla, Vathi’ye yanaşan
feribotlara yakın bir sahil olduğundan, denize dalınca gemilerin güçlü motor
seslerini duyabiliyorsunuz. O yüzden, adanın güneyinde sıralanan plajlar kadar
sakin olmadığını belirtmek isterim. Dolayısıyla biz de bu plajda çok durmadık
ve rotamızı ören yerlerini de görmek üzere yine adanın güneyine çevirdik.
Mytilini |
İlk durağımızı Mytilini köyü olarak belirledik. Mytilini
köyünden adaya geldiğimiz ilk gün otobüsle geçmiş ve burayı çok beğenmiştik. Vathi’den
Mytilini’ye giden yol üzerinde açılış-kapanış saatlerini şiddetle kontrol
etmenizi önereceğim bir de Mytilini Paleontoloji
Müzesi bulunmakta. Köye ulaştığımızda ortadaki meydanda bulunan kafede
kahve molası verdik. Frappelerimizi yudumlarken haritamız üzerinde sonraki
duraklarımızı işaretledik. Mytilini üzerinden Chora’ya doğru devam ettik. Her iki köyde de turistler açısından
ilk bakışta atraksiyon yok gibi gözükse de yapılabilecek en güzel şey köy
meydanında oturup kahvelerinizi içerkenyerel halk ile sohbet etmek ve etrafı
turlamak.
Heraion |
Chora Köyü üzerinden rotamızı Heraion’a çevirdik. Burası, yazının
başında da bahsetmiş olduğum Tanrıça Hera için yapılan iyon mimari düzenindeki
tapınak yerleşkesi. Alanda, ayakta kalmış sadece 1 adet sütun ve 2 adet heykel
harici görülebilecek çok da eser bulunmamaktaydı. Dolayısıyla içeride hızlı bir
tur attık ve Ireon’a doğru yola koyulduk.
Ireon |
Ireon, denize girmek için çok da keyifli olmamakla beraber, merkezine 5 dakika yürüme mesafesindeki Pappas
Beach’e gitmeyi tercih edebilirsiniz. Pappas Beach yolu engebeli ve bozuk
olduğundan biz sadece tepeden bir bakış atıp, öğle yemeği için geri döndük.
Tripadvisor’da yüksek puan almış Ireon’daki To
Kyma Taverna’da bir şeyler atırştırmaya karar verdik. Restoranın lokasyonu sahil
üzerine kurulu bir veranda şeklinde olduğundan manzara gayet keyifliydi; fakat
yemeklerin tatları için aynı duyguları paylaşamıyor oluşumuz üzücü. Yunan
Adaları’nda masaya sipariş etmeden rahat edemediğimiz ahtopot ızgara, daha önce
yediklerimize nazaran çok sertti. Diğer Yunan yemekleri siparişlerimiz de çok
lezzetli olmadığından To Kyma Taverna için maalesef olumlu geri dönüş yapamayağım.
Ireon’dan sonraki durağımız Potakaki plajıydı. Sahili taşlık,
denizi kumluk uzunca plajda mavi bayrak, su sporları, tatil köyleri dikkati
çeken detaylardan. Bolca İskandinav turist ve çekirdek aile şeklinde tatil
yapan gruplar görme imkanınız var. Ayrıca adada gittiğimiz plajlar arasındaki
en rahat şezlonglar da buradaydı.
Lykourgos Logothetis Kalesi ve Kilisesi |
Son durağımız, Potakaki plajından
da gözüken tepe üzerindeki Samos Adası’nın bilinen en eski akropolisi Lykourgos Logothetis Kalesi ve kilisesisiydi.
Lykourgos Logothetis, Yunanlıların
Türklere karşı başlattığı bağımsızlık savaşında etkili olan yerel bir liderin
adı olduğunu da belirteyim.
Vathi’ye döndüğümüzde de küçük bir sürpriz olarak
bir koşu organizasyonuna denk geldik. Önce minikler, büyüklerin yönlendirmeleri
ile sahil şeridi boyunca koştu; sonra da büyükler yaklaşık 11 km uzaklıktaki
Kokkari kentine gidiş-dönüş için koşularına hazırlandı. 2015 senesinde yaptığım
yolculuklarda, her seferinde farklı bir şehir koşusuna denk gelmek de çok
keyifli. Spor yapan insanları görmek, inanılmaz bir motivasyon kaynağı.
Samos Adası bize gayet keyifli ve
huzurlu; fakat kısa geziler için her yerini keşfedemeyeceğimiz kadar büyük geldi.
Adanın batı kısmındaki kentleri bu turumuzda gezilecekler listemize alamadık
bile. Bir sonraki tura bıraktıklarımız: Marathokampos bölgesindeki plajlar,
Pisagor Mağarası, Karlovassi, Ampelos’taki şelaleler, Livadaki Beach, Eupalinos
Tüneli, Mikro & Megalo Seitani. Ayrıca ada üzerinde çok sayıda manastır ve
kilise de ziyaret edebileceğiniz yerler arasında. Bu turda, daha fazla yer
gezmekte zorlanmamızın bir diğer önemli nedeni de belirttiğim bu durakların
çoğuna toprak ve taşlık yollardan gitmek durumunda kalınması. Araba ile adanın
birçok noktasına, 2 kişi+1 motorsikletten çok daha rahat ulaşabilirsiniz.
Adanın karadan gidilmesi zor olan koyları için keyifli bir başka alternatif de
charter tekne ile adayı ziyaret etmek olabilir.
Faydalı Web Sayfaları
http://www.greeka.com/members/anastasiou/samos/gallery.htm (Photo Gallery)